birer insan
Annem ve babam, birer insan. Doğmuşlar, büyümüşler, ağlamışlar. Birileri tarafından zorlanmışlar, sevilmişlerdir de belki, bilmiyorum. Ancak benim gördüğüm hep acı, hep öfke, hep nefret. Hayata karşı bir olmak yerine, hayata karşı birbirlerine de düşman olmuşlar. Birbirlerinin hayatını biraz daha zorlaştırmışlar… ve biraz daha.
Bu iki insanın duyguları var. Korkuları var, özlemleri var, sevinçleri var. Annemin, artık bir annesi ve babası yok. Dünya üzerinde, bu dünya üzerinde, anne ve baba diyebileceği insanlar yok artık. Elinden alınmış çocukluğu, elinden alınmış gençliği var. Bir o tarafa, bir bu tarafa savrulmuş. Bu bir taş değil, biliyor musun? Bu bir insan. Uçan kuşa sevinebilecek, üzülebilecek bir insan. Hayat da öyle ki, yerinde hiç bir zaman sabit durmuyor. Daha bir öncekinden nefesini yakalayamadan belki, bir diğeri, sonra bir diğeri… Küçük yaşta annesi onun olmadı, büyüdüğünde gençliği…
Anne, hayattan nefret etme, ne olur.
Ölümü dileme, anne, ne olur.
Öylece geliyorsun dünyaya. Yemeğini, suyunu bir şekilde buluyorsun. Ama acı… Acı hep orada. Arkanda, önünde, sağında, solunda, köşenin hemen ardında. Acı sana gelmiyor, sen acıya gidiyorsun sanki. Çünkü acı hep orada, sen oraya gidiyorsun ve çıktığını düşünüyorsun bazen. Ama acı hep orada. Sen orada değilsin bazen. Orada olmamak için her şeyi yapıyorsun.
Annem ve babam, bunlar bir insan. Bütünüyle bir insan. Sanki ilk defa fark ettiğim bir gerçeği kendime tekrarlıyorum: Annem ve babam birer insan. Sanki onlar benim dünyama şimdi, şu an doğmuşlar. Bu iki insan… Şimdiye kadar neredeydiler? Kalplerinde, vücutlarında taşıdıklarıyla; bunlar birer insan.
Hep bir mücadele, hep bir mücadele. Var olmak için, nefes almak için. O kadar doğal, o kadar kolay görünüyor ki yaşamak. Bir taş için belki, ancak bir insan için kolay değil yaşamak. Kolay değil acıyla dolu bir vücut için nefes almak. Bu iki insan, daha yeni bu gün tanışmış gibiyim onlarla. Kendilerini bana insan olarak ilk defa tanıttılar. Önceden annem ve babam idiler, şimdi ise iki insan. İnsan… Öyle bir kelime ki bu. Mesela mide yemekle dolar, “mide” denilince akla yemek gelir. İnsan ise acı demek. Yemek, mide için neyse; acı da insan için öyle bir şey. İnsan, acıyla dolu bir mide. İnsan, yemegini sindirememiş bir mide gibi. Eskiden; annem ve babam idiler, iki el, iki ayak gibi. Şimdi ise insanlar, yemek ile dolu birer mide gibi. Eskiden sadece iki vucuttu, hareket ediyorlardi; Şimdi ise sadece insanlar, kalpler; acılarını taşiyorlar.
Annem ve babam, birer insan.