Türkiye'de Stajyerlik

Merhabalar, bu blog yazısında Türkiye’deki stajyerlik tecrübelerimi ve yakın çevremden duyduğum örnekleri değerlendirip, incelemek istiyorum. Öncelikle stajyerlik konusu ardından öğrenciler açısından, işveren açısından değerlendirip son olarak düşüncelerimi paylaşacağım.

Stajyerlik

Öncelikle genel olan bu durumu kendi bölümüm ve okulum açısından açıklayacağımı belirteyim. YTÜ’de bir bilgisayar mühendisliği öğrencisi diplomasını alabilmesi için resmi ve belgelendirilmiş şekilde toplamda 60 iş günü olacak şekilde staj yapmak zorundadır. Tümünün aynı şirkette yapılması mümkün değil. Daha farklı iş ortamlarının tecrübe edilmesi için, en azından iki farklı şirkette veya departmanda yapılması gerekir. Bu durumda öğrencinin toplamda 60 iş günü, 12 hafta, 3 ay staj yapması zorunlu hale getirilmiştir. Bu noktaya kadar herhangi bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum, hatta öğrencinin mümkünse resmi olmasa bile daha fazla tecrübe kazanması için daha uzun ve farklı şirketlerde staj yapması bence mükemmel bir deneyim olacaktır.

Öğrenci ve Stajyerlik

Öğrenci staj zorunluluğunu farklı yollarla yerine getirebilir. Naylon staj, tanıdık aracılığıyla staj, hali hazırda çalışılan bir şirkette staj olabilir. Bunlar öğrencinin kendince yapacağı tercihlerdir. Stajyerlik konusunda bir diğer önemli nokta öğrencinin stajını ne zaman yaptığıdır. Mesela 1.yılın veya 2.yılın sonunda yapılan bir staj ve 3.yılın ve 4.yılın sonunda yapılan staj birbirinden farklıdır. İlkinde bu durum size bir şeyler katacaktır, ama şirkete pek bir şeyler katmayacaktır(seviyenize bağlı olarak tabii). Ama son iki yıl veya hatta son yıl yapacağınız staj, sizin ve işveren açısından kazancı çok daha farklıdır. Neredeyse mühendis olmuşsunuz ve 3,5 ay sonra gerçek anlamda aynı şirkette aynı projede mühendis olarak çalışmanız mümkündür.

Stajyerlik öğrenciye bir şeyler kattığı gibi bir şeyler de almaktadır. O durumu resmileştirmeniz gerekir, zaman alan bir iştir. Okul döneminin dışında yaptığınızda ekstra masraflarınız olacaktır. Normal yurdunuzda kalamayabilirsiniz, yeme içme, ulaşım vs. Şu anki şartlar içerisinde bir öğrencinin staj yaparken ücret alması/talep etmesı mümkün değildir. Fazla zorlarsanız zaten elinizdeki stajdan da olmanız şaşırılacak bir durum değildir.

İşveren ve Stajyerlik

Mezun olmaya yakın bir öğrencinin yaptığı stajyerlik çalışması bazı firmalar için bedava iş gücü olmuştur. Okul sizi stajyerlik yapmaya zorlamakta, işveren bunu bilmektedir. İşine geliyorsa gelir stajını yaparsın yaklaşımı kötü niyetten başka bir şey değildir. Hatta bazı şirketler git kendi evinde bu projeyi yap ondan sonra stajını onaylarız diyebiliyor. Bazı küçük şirketler bu yöntemi tam anlamıyla insan gücü/kaynağı olarak kullanmaktan hiç rahatsız değiller. Sürekli stajyer alıp herhangi bir ücret ödemeden işleri bir şekilde yürütmeyi tercih edebiliyorlar. Staj sonrası teklif yöntemiyle sömürmeyi de tercih etmeyenler yok değil. Doğrulanması gereken bir diğer nokta ise; devletin stajyer alımı yapan şirketlere maddi destekte bulunduğudur.

Açıklamaya ihtiyacı duyduğum bir iki nokta ise şöyle: şirketin işine yarayacak yeterlilikte olamayabilirsiniz, bu durumda ücret talep etmeniz çok mantıklı değil zaten. Bu durum bahsettiğim eğitimin ilk yıllarında staj yapanlar için geçerli. Ayrıca işveren herhangi bir ücret vermek zorunda da değildir. Ancak bu noktadaki davranış ve yaklaşım çok önemlidir. Şahsen eğer maddi olarak durumum kritik değilse ben tecrübe olarak değerli gördüğüm bir şirkette verilen ücreti çok önemsemem, üstüne ben para vermek isterim. O fırsatın bana verilmesi için(rüşvet olarak değil tabii, noktayı anladınız). Ancak işverenlerin hepsi iyi niyetli değil, hatta çoğunluğu kötü niyetli ve sizin o stajı yapmak zorunda olduğunuzu biliyorlar. Okulun, öğrencinin, yasaların onlara bu hakkı bu şekilde vermesi kesinlikle yanlıştır. Zaten örneklerini çokça gördüğümüz öğrencinlerin sömürülmesi(kampüs içerisindeki faiş fiyatlar vs) iş hayatında da değişmiyor.

Son olarak

Yurtdışında da staj yaptım, üniversite de staj yaptım, diğer şirketler de stajyerlik yaptım. Yurtdışında yaptığım staj IAESTE aracılığı ile olmuştu, az veya çok neyse zaten sizin minimum ihtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde bir ücret veriyorlar. Bu noktada o zaman git yurtdışında yap stajını, ya da herkes gitsin yurtdışında yapsın demek olmuyor. Çünkü bir şekilde yine buradaki işverene bağlısınız. Şöyleki; IAESTE şöyle çalışır: üniversiteler içerisindeki klüpler yıl boyunca şirketler ile görüşür ve yurt dışından gelecek stajyer için minimum bir ödeme yapması istenir. Türkiye’deki çoğu şirket böyle bir stajyerliği kabul etmez. Çünkü elinin altında zaten ücretsiz çalışan bir sürü stajyer vardır. Az sayıda bulduğunuz şirket formalarını, belli bir süre sonra yurtdışında diğer ülkelerin formaları ile takas edersiniz. Alınan formlar üniversitenin içerisinde uyguladığı kriterlere göre öğrencilere sunulur. Ne oluyor biliyor musunuz? Kendi bölümünde kriterlere göre birinci olmuş öğrenci için form yoktur. İnşaat mühendisi olan bu kişiye harita bölümünden form önerilir. Ne oldu buradaki işveren yine ülkenin geleceğinin, bir gencin edineceği uluslararası tecrübenin önüne geçti.

Üniversitede yapılan stajyerlik zaten ücret almanız olası değildir. Karşılıklı iyi niyet ve anlaşmaya varılmış, herkes mutlu bir şekilde staj sonuçlanmıştır.

İş başvurusu yapılan bir şirket, resmi olarak yapmanız gereken stajınız olduğunu öğrendiğinde gel önce bir iki ay stajını yap sonra sana teklif vereceğiz diyebiliyor. Buradaki kişinin yapacağı mühendislik 30 gün içerisinde ne kadar değişmiş, gelişmiş olabilecek ki o zaman bir maaşı layık görülüyor. Ama stajyerlik döneminde sürünmesine göz yumuluyor. Şirket stajyerlik zamanını adayını değerlendirmek için kullanabilir, karşılıklı bir test süreci olarak geçebilir. Ancak bu noktada, yaklaşımlar yine önemlidir. Bir işveren olarak staj yapması gereken bir mühendise yolunacak tavuk olarak yaklaşırsa bu kimsenin faydasına olmayacaktır. Bu kişi staj yapmak zorunda olduğu kadar işverenin işini de yapmakta, ileride çalışanı olması muhtemeldir. Bu tutumun, bu kişinin kendisini şirkete ait hissetmesini, şirketine değer katmasını nasıl beklenebilir. İşverenin, stajyere kazandırdığı tecrübe karşısındakini kandırmak üzerine ise stajyer da işvereni kandırmaya başlayacaktır(tabiki yine doğru bir davranış değildir). 1 günde yapılabilecek bir işi 3 günde yapılmaya başlanacaktır. En başta cingözlük yapıp işverenin kazandığı üç beş kuruş sonra sana hayli hayli fazlasına mal olmaması olasılığı yok değil.

Sonuç olarak; hiç bir şirketin staj yapmak zorunda olan öğrencileri ve çalışanlarını yolunacak bir tavuk olarak görmemesi gerekiyor. Bir işveren olarak yanlış şeyi tecrübe edilmesine sebep olunuyorsa bunun hiç kimseye faydası olmayacaktır. Her şeyin para olmadığını, öğrenmeye ve gelişime açık olmak gerektiğini ve özellikle iyi niyetin her şeyden önce gelmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sizin de kendi tecrübeleriniz ve fikirleriniz varsa duymak isterim.

Özellikle Türkiye’de durumlar böyle yapacak bir şey yok dememenizi özellikle rica ediyorum.